24 Ocak 2014 Cuma

Diablo 3 inceleme

Daha önce Diablo 3 ile ilgili bir ön inceleme yazısında “Sevgiliyi bekler gibi” şeklinde birşey yazmıştım. 12 sene boyunca beklenen bir oyun için belki az bile nitekim çoğumuz (ben de dahil) büyük olasılıkla bu kadar uzun bir zaman için sevgiliyi bile beklemeyiz, ama onu bekledik. Sabrettik, direndik ve en sonunda ona kavuştuk. Bu süreçte başka oyunlar oynamadık mı? Oynadık. Onlara bayılmadık mı? Bayıldık. Hatta belki içimizden “Acaba Diablo 3’te böyle mi olsa?” diye bile geçirmişizdir. Artık olan oldu, geçen geçti. Önemli olan şimdi, çünkü artık karşımızda bir şeytan var.

Başlamadan önce aklımdakileri bir söyleyeyim
Diablo 3 hakkında bir ön inceleme bir de beta test yazmış birisi olarak şunu söyleyebilirim ki inanılmaz karmaşık durumlar içindeyim. Açıkçası yalan yok, bu yazıyı yazarken bile gidip oyunu oynayasım var ama bu, oyunun beklediğim gibi çıkmadığı gerçeğini değiştirmez.

Aslında Diablo 3’ü iki farklı şekilde incelemek lazım. Birincisi benim gibi ilk oyundan itibaren seriyi oynayıp bitiren (defalarca olmasına gerek yok) milattan öncesinin Diablo oyuncuları için bir de diğer iki oyunu oynamamış veya kendini bu türe fazla bulaştırmamış kişiler için. Çünkü Diablo 3, getirdikleri ve götürdükleri ile o kadar büyük tartışmalara konu oldu ki ciddi anlamda net bir şekilde onun ne olduğunu ve kime ne ifade ettiğini açıklamak gerekiyor.

Bakın bir okuyucumuz -sitemize üye olmadığı için adını bilmiyoruz, bunu okuyorsa aşkolsun kendisine :) - Diablo 3 haberlerinden bir tanesinin altına şu şekilde bir yorum atmış:

“Bu oyun diablo2 ye gore cok basit, cok sulu kaçmış. Haritalarından skillerine daha kompleksti diablo2. Ayrıca o karanlık hava da pek yok gibi..
Arkadaslarımla coop oynar mıyım, evet, ama kesinlikle aldıgı "hype" a deger bir oyun degil. Diablo fanıyız, hayal kırıklıgına ugradık, aldatılmıs hissettik.”

Belki son kelimelere diğer Diablo fanları katılmaz sevgili “MK Okuru” ancak gerçekten iyi konulara değindiğin bir gerçek. 

Evet, Diablo 3 kendisi ile beraber ciddi anlamda cehennemi de getirdi. Bir yanda yeni neslin değer yargıları diğer tarafta eskilerin nostalji tutkusu,  High Heavens ve Burning Hells savaşını dünyamıza taşıdı.

Metacritic’teki okuyucu yorumlarının 0 (sıfır) olması (gerçi bu yazıyı yazarken 3.6 puandı) öte yandan beş inceleme puanının ortalamasının 87 olması oldukça çelişkili bir durum ancak demin bahsettiğim iki taraf arasındaki farkı da oldukça net gösteren bir şey.

Başlarına taş yağacak...
Diablo 3’ün fizik mekaniği hakkında zaten pek çok şeyi dövüş kısmında anlattım. Büyük yaratıkların öldükten sonra uzuvlarının etrafa saçılması, kanların veya içlerinden hangi sıvı akıyorsa onların etrafa sıçraması, su efektleri veya karakterlerin üzerindeki kıyafetlerin hareketleri oldukça sağlam hazırlanmış.

Yaratıkların ölüm animasyonları hoş olmuş, gölgelendirmeler de çok detaylı olmasa da göze batmayacak şekilde karşımıza çıkıyor. Belki fizik olarak gözünüze batan nokta karakterlerin birbirleri içinde geçmesi olabilir ancak o da oynanışın rahat olması için bu şekilde hazırlanmış bir durum. Nitekim Diablo hayranlarının da bileceği gibi bir anda karşınızda onlarca yaratık bulabilirsiniz ve kaçmak için aralarından geçmekten başka bir şanısınız olmayabilir. Bazı büyülerde de, özellikle yaratıklardan bazılarının attığı duvar büyüsünde bu fikiz motorunun ne kadar güzel işlendiği de ortaya çıkıyor. Kısacası oyunun fizik motoru genel eleştirilerden kendisini kurtarıyor.

Evet, Diablo’nun genel oynanış mekaniğindeki kolay konular bu şekilde. Bu kısımdan açıkçası kimsenin çok da şikayetçi olmayacağını düşünüyorum. Burada bahsettiğim şeyin mekanik olduğunu da hatırlatayım nitekim daha grafik konusuna tam olarak geçiş yapmadım. Ona atmosfer konusunda değineceğim.

Şimdi işin daha çetrefilli kısmı olan “stat” ve “skill” kısmına bakalım.

Bir RPG oyunu dediğimizde karşımıza, başka hiçbir özelliği olmasa da, karakterimizi geliştirebileceğimiz bir oyun olduğunu biliriz. Sanırım bunda herkes benimle hem fikir. Nitekim bırakın saf RPG oyunlarını, artık çoğu oyunda bile karakter geliştirme özelliği kullanılıyor. Peki bu oyun türleri RPG’nin temel taşını kendilerine uyarlarken Blizzard’ın neden “stat”larda böyle bir değişikliğe gittiğini anlamadım açıkçası. 

Öncelikle oyunda karakter ekranı ve envanter ekranı birleştirilmiş şekilde karşımıza çıkıyor. Ekranın sağ tarafında karkaterimizin silületini aşağıda ise envanterimizi görürken üst sol kısımda da karakter özelliklerimizden önemli olanları görüyoruz. Diablo 3’te dört adet “stat”ımız mevcut. Bunlar sırası ile güç (Str), çeviklik (Dex), zeka (Int) ve yaşam gücü (Vit). Hemen altında ise zırhınız (Armor) ve verdiğiniz hasar (Damage) bulunuyor. Zırhınız elbette giydiğiniz eşyalar ile artarken burada verilen rakam, üzerinizdeki eşyaların “Armor” kısmında yazan rakamların toplamında ile “Dexterity” seviyenizin size sağladığı rakamın toplamından oluşuyor. Üzerinize geldiğinizde ise çıkan yüzdelik sayı sizinle aynı seviyedeki yaratıkların size vurduğunda verdiği hasarı yüzde kaç azaltacağını gösteriyor. 

“Damage” kısmı ise verdiğiniz hasar. Bu hem elinizdeki silahın hasar gücüne hem de karakterinizin sınıfına göre belirlenen ana “stat”ınızının derecesine göre belirleniyor.

En alttaki “Details” kısmına tıklarsanız da hemen sol tarafında çıkan listeden saldırı, savunma, yaşam gücü ve kaynak değerlerinizin detaylarını bulurken hareket hızınıza, daha fazla altın ve büyülü eşya bulma şansınıza, görevlerden ve öldürdüğünüz her yaratıktan daha fazla tecrübe puanı kazanma bonusunuza ne kadar değer eklendiğini görebilirsiniz.

“Stat”lar arasında güç Barabarın, çeviklik Demon Hunter ve Monk’un, zeka ise Witch Doctor ve Wizard’ın ana “stat”ı olarak belirlenmiş. Siz her seviye atladığınızda bu statlar otomatik olarak artıyor. Hangi “stat”ın ne kadar değer alacağı ise oyunun kendisi tarafından karakterinizin sınıfına göre belirleniyor. 

Yeteneklerde ise atık ağaç sistemini unutun. Gariptir ki diğer RPG oyunlarında diyaloglara bile gelen (tamam belki bire bir aynısı değil) bu sistemin yılların Diablo’sundan çıkartılması da ikinci bir hayal kırklığı.

Karakterinizin 2 kategoride yeteneği mevcut. Bunlardan ilki “Mouse Skills”. Adından da anlayacağınız gibi bu yetenek fareniz ile yapacağını ana ve ikincil saldırıları belirleyen yetenekler. Zaten burada da temel (primary) ve ikincil (secondary) yetenekler olarak ikiye ayrılmış durumda.


Bir diğeri ise “Action Bar Skills” yani arayüzde bulunan ekranınızın altında iki küre arasında yer alan uzun aksiyon çubuğuna yerleştirebileceğiniz yetenekler. Bunlar da kendi içlerinde dört bölüme ayrılmışlar. Bu bölümler ise basitçe çubuğa atanmış 1,2,3 ve 4 rakamlarını temsil ediyor. 

Son olarak ise “Passive Skills” mevcut. Toplamda 15 tane yeteneğiniz bulunsa da karakteriniz bunlardan sadece üç tanesini seçebiliyor. Elbette bunları istediğiniz zaman değiştirebiliyorsunuz.

http://www.merlininkazani.com/Diablo_3-oyun_inceleme-51592p4.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder